DİL KONUŞMA GÜÇLÜĞÜ ÇEKEN BİR ÇOCUĞA NASIL YAKLAŞMALI?

  1. Soruları azaltın:’’ Bu ne, ne renk’’ yerine ‘Mavi top, küçük araba, elma değil’’ gibi kısa, anlaşılır cümleler kurun.

Amaç: İletişimi devam ettirmek, çocuğa model olmak, baskı kurmadan iletişime fırsat yaratmak, sık tekrar imkanı sağlamak.

  • Az konuşan bir çocuk ise: işine yarayacak kelimeleri kullanmak ilk hedeftir. İhtiyaç istek bildiren, istemediklerini anlatabileceği kelimelere öncelik verilmelidir.

Renk, sayı, şekil konusunda ilk başta endişelenmeyin.

Amaç: Sözel iletişime geçmek için ihtiyaç duyulan kelimeleri kullanmasını desteklemek, model olmak, iletişimi devam ettirebilmek, kelime dağarcığını arttırmak.

  • Sade ve kısa konuşmak: Az konuşan bir çocuğunuz varsa sizde çok sade ve anlaşılır konuşun.

Amaç: Çocuğun kelimeleri oluşturan ses ve heceleri daha iyi anlaması basit olduğu için taklit etmesini kolaylaştırmak.

  • Göz temasına dikkat etmek: Çocuğunuzla konuşurken size bakması ağız hareketlerinizi taklit etmesi açısından önemlidir.

Amaç: Size bakan bir çocuğun dudak, çene, dil hareketlerinize bakıp taklit etmesi kolaylaşır

  • Beklemenin önemi: Bir kelimeyi söyleyin, çocuğunuza tekrar etmesi için 3-5 saniye süre verin.

Tekrarlanmadıysa yine söyleyin ve yine bekleyin.

Bunu da yaptınız ama söylemediyse aynı kelimenin üstünde lütfen durmayın, ilerleyin.

Amaç: Süre vererek çocuğa baskı yapmadığınızı göstermek, bizi anladığından emin olmak, çocuğa fırsat tanımak.

  • SÖYLE DEMEYİN: Çocuğunuzu kelimeleri tekrarlaması için zorlamayın. Unutmayın zorlanan ve sıkılan çocuk susar.
  • Davranış kontrolünün önemi: Konuşmayan yada az konuşan çocuk doğal olarak davranışları ile iletişim kurar. Önce varsa davranış problemlerini yavaş yavaş kontrol altına almanız ve düzenlemeniz gerekir.

Çocuğun her dediğini yapmanız ya da yeterince deneme için fırsat tanımamanız konuşmak yerine davranışlarla iletişim kurmaya devam etmesine neden olur..

Davranış Problemleri ile karşılaşınca ne yapmalısınız?

Çocuklar bir problemi olduğunda size gelip ‘’bir konuda zorlanıyorum, bana yardımcı olur musun? diye sormazlar.

  1. Ağlar, bağırır, eşyaları fırlatır yada sessiz, içe dönük bir şekilde davranırlar. Duygularını paylaşmaz, bir şey anlatmazlar adeta kapalı kutu gibidirler. Sessiz çocuklar bizim toplumda çok sevilir ne  de olsa problem çıkarmazlar ve uyumlu gibi görünürler ama olması gerekenden daha sessiz çocuklara dikkat edelim özellikle ergenlikte!
  • Davranış problemlerinde blöf, tehdit aşırı görmezden gelme ya da ceza sıklıkla kullanılan yöntemlerdir.
  • Oysa ki çocuklar herşey gibi davranışlarının sınırını da bizim izin verdiğimiz ölçüde genişletirler.
  • Bir davranış ortaya çıkmadan önce neleri doğru yapmalıyız önce ona bakalım. İnsan doğası gereği bir amaca ve buna ulaşmak için çaba göstermeye yani meşgul olmaya ihtiyaç duyar. Çocuklara sadece oyun oynamak yetmez aynı anda zamanda sorumluluk vermek ve evdeki rutin işlerde size yardımcı olmalarını sağlamak gerekir. Oyuncaklarını toplamak, ev işlerinde yaşına uygun sorumluluklar vermek bir amaçları olmasını sağlar, çocuk sıkılmaz ve kendini meşgul eder. Bu bağımsız yaşam becerilerini kazanmak için de gereklidir.
  • Kendi başına yemek yeme çağrısına gelmiş çocuklarımız hala yemiyor, bağımsız giyinip soyunmuyor, öz bakım becerilerinde desteğe ihtiyaç duyuyor. Neden? Çocuğum yapamaz, Çocuğum yapmasın daha küçük diyerek çocuğa gelişmesi, meşgul olması için fırsat vermiyoruz.  Ergen olduklarında da neden bu çocuk böyle diye söyleniyoruz.
  • Davranışlara sadece anne şekil vermez babalarında sorumluluk alması gerekir. Babalar ve anneler kendi içinde tutarlı olmalıdır, ortak bir iletişim dilli olmayan ailede ortak bir davranış sergilenmesini beklemek çok zordur.
  • Çocuğunuz davranış problemi sergilediğinde, kriz yaşadığınızda önce rahatlamasını bekleyin. Kriz anında ortamı değiştirmek adına müdahale etmeniz krizi büyütür.
  • Çocuğunuz istediğiniz davranışları sergilediğinde bunu mutlaka övün, dile getirin çünkü amacımız istenilen davranışların yapılma sıklığını arttırmaktadır.
  • Korkmayın, söylenmeyin , harekete geçin.

OTİZMLİ ÇOCUĞUMUZUN EĞİTİMİNDE..

  1. Etkinlik Çizelgeleriyle Öğretim..

Bu yöntem, beceri kazandırma eğitimi için kullanılır. Temel amaç çocuğun becerileri küçük parçalara bölerek kazanmasını sağlamaktır. Çocuğa kazandırılmak istenen beceriler küçük aktivitelere bölünür. Otizmli çocuk, bu aktiviteleri yerine getirerek beceriyi kazanmış olur. 

Bu yöntemin genellikle olumlu sonuçlar veren bir metot olduğunu belirtmek gerekir. Çocukların başkalarına bağımlı olmadan becerilerini geliştirebilmeleri için etkili bir yöntemdir. Ayrıca çocukların detaylı ve kapsamlı bir şekilde düşünmesine de yardımcı olduğu bilinmektedir. Bugün birçok eğitim kurumunda kullanılan bir metottur.

  • Model Alma Yöntemiyle Öğretim
  1. Otizm Spektrum Bozukluğuna sahip olsun ya da olmasın, her çocuğun öğrenme sürecinde bir rol modele ihtiyacı vardır. Çocuklar konuşma gibi motor becerilerini rol model sayesinde öğrenirler. Otizmli çocuklarda bunun daha büyük bir önem taşıdığını belirtmek gerekir. Çeşitli becerileri model alma yöntemiyle öğrenmeleri daha kolay olmaktadır. 
  2. Model alma eğitiminde genellikle video materyalleri kullanılır. Çocuktan videoda görülen kişiyi takip etmesi ve onun yaptıklarını yapması istenir. Bu şekilde beceri öğretimini pratiğe geçirmek mümkün olabilmektedir.
  3. Videoyla model alma yönteminde çocuğun önünde öğrenmesine yardımcı olabilecek materyaller bulunur. Örneğin cisimleri kullanma becerisi videoda gösterilirken bir yandan çocuktan cisimleri hareket ettirmesi ve videodaki rol model gibi kullanması istenir. 
  4. Otizmli çocuk bu sayede kendisine öğretilen becerileri pratiğe çevirmiş olacaktır. Bazı durumlarda otizmli çocuk çeşitli davranışları yaparken videoya çekilir ve bu şekilde kendi davranışlarını model alarak öğrenir
  • Fırsat Öğretimi
  1. Bu programın temel amacı çocukların iletişim becerilerinin gelişmesidir. Öncelikle çocuğun iletişim girişiminde bulunması sağlanır. Örnek vermek gerekirse, çocuğun ulaşabileceği yere bir oyuncak ya da ilgisini çekecek bir cisim konur. Ona ulaşabilmek için bir iletişim girişiminde bulunması ya da isteğini mimikleriyle, jestleriyle, sözel iletişim girişimiyle belli etmesi istenir. 
  • Çocuk iletişim girişiminde bulunduğunda oyuncak onun istediği yere getirilir. Bu gün içinde sık sık yapılarak çocuğun iletişim yeteneğinin artması sağlanır. Genel olarak verim alınan bir yöntem olduğu bilinmektedir. Fırsat öğretimi yöntemiyle eğitim gören çocukların iletişim yeteneklerini arttırdıkları bilimsel ortamlarda ispat edilmiştir.

ÖFKE NÖBETLERİNDE NASIL DAVRANMALI NELER YAPMALIYIZ?

Öfke nöbetleri çocuğu, aileyi, öğretmeni oldukça zor durumda bırakır.

Öncelikle şunu bilmek gerekir.

Öfke nöbetlerinde çocuk “savaş ya da kaç” durumuna geçer.

Kendine, etrafa zarar veya rahatsızlık veren aşırı davranışlar sergilemeye başlar.

Aslında amacı; durumunu tetikleyen her neyse ondan uzaklaşmaktır ve istediği neyse onu elde etmeye çalışmaktır.

Otizmli çocukların en büyük farklılıklarından bir tanesi duyusal farklılıklardır.

Görme, koklama, duyma, dokunma ve tat alma konusunda aşırı ya da az hassas olabilirler.

Örneğin; sizinle yemek masasına oturmaması kokulara karşı hassas olmasından olabilir.

Seslere, buna konuşmada dahil, karşı hassas olduğu için kulaklarını kapatabilir ya da bir kelime söylediğinizde tepki verebilir.

Banyo ve su gerçek bir problem olabilir çünkü ten temasına karşı hassas olabilirler.

Kafasını sürekli aynı yere şiddetle vurup çok az acı hissedebilir.

Ne yapmalı?

Öfke nöbeti geçiren bir çocukla “kriz” anında iletişim kurmaya çalışmayın.

Burada ana amaç, krize giren çocuğun sakinleşmesine yardımcı olmaktır.

Sesinizi alçaltın, sözel iletişime ara verin yani sessiz kalın.

Durumu tetikleyen yapmasını istediğiniz ne varsa geri çekin.

Kendine ve etrafa zarar veriyorsa “güvenli” bir alan belirleyin. (Ev, okul gibi ortamlarda) Krizi orada atlatmasını bekleyin.

Bağırmayın, kızmayın, olayı güç savaşına çevirmeyin. Emir kipi ile yönerge vermeyin. Tam tersine “geçecek, güvendesin, buradayım” mesajını verin.

Her çocuk aynı sürede sakinleşmez, unutmayın.

Ten temasına izin veriyorsa sıkıca sarılın.

İzin vermiyorsa dokunmayın, kendisini sakinleştiren bir obje vs. varsa yakınında bulundurun.

Bunların ergenlik ve yetişkinlik döneminde daha da artmasını engellemek için eğitimlerinize küçük yaşta başlayın, devam edin.

Çocuğun gelişimine saygı duyun, bu ne demek?

Çocuğunuz tipik gelişen çocukların geçtiği tüm gelişim basamaklarından geçiyor sadece sapmalarla.

İhtiyaçlarına, gelişimine saygı duyun.

ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARA SEÇİM YAPMASINI ÖĞRETİYOR MUSUNUZ?

Ne yediğiniz, nereye gittiğiniz, ne yaptığınız üzerinde hiçbir kontrolünüzün olmadığı bir yaşamı hayal edebiliyor musunuz?

Günde kaç kez seçim yaptığımızı düşünün.. Seçim yapmak her insan hayatının bir parçasıdır.

Güne başlarken ne giyeceğinizi seçer, kahvaltıda ne yiyeceğinizi belirler, hangi işlerinizi tamamlayacağınıza karar verirsiniz değil mi?

Farklı gelişen çocuklar seçim yapmanın ne olduğunu anlamakta yada bunu karşıya aktarmakta zorlanabilir. 

Oysa ki seçim yapma fırsatı sağlamak; farklı gelişen bireylerin benlik duygusu ve saygısı geliştirmelerine, problem çözme becerilerini geliştirmelerine, seçim yapma ve bunun sorumluluklarını öğrenmelerine ve çatışmaları nasıl azaltabileceklerini öğrenmelerine olanak tanır.

Herkes gibi farklı gelişen çocuklarda gün içerisinde seçim yapma fırsatlarına ihtiyaç duyar. Seçim yapma fırsatları tanımak; iletişim kurmalarını arttıracak, davranışlarına müdahale etmeyi azaltacak, bireylerin kendi hayatlarının bazı yönleri üzerinde kontrol sahibi olmasını sağlayacaktır. 

Seçim yapmanın yolları: 

  1. Kullanılabilir seçenek sayısını sınırlandırarak başlayın. İki seçenek ile başlayın. ‘’Bir oyun seç’’ gibi geniş açık seçimlerden kaçının. 
  2. Görsel ipuçları kullanın ( Resim- Yazı)
  3. Seçim yapan çocuğun seçeneğini yerine getiremeyecekseniz bunu sunmayın.
  4. Cezayı seçenek gibi sunmayın. (Çabuk bunu bırak yoksa alırım gibi)
  5. Okuma yazma bilen çocuklarla günlük rutinlerinin içinde seçim yapabileceği listeler oluşturun.
  6. Eğitim esnasında etkinliği seçmesi için fırsat tanıyın.
  7. Eğitim esnasında istemediği bir etkinlik yerine alternatif sunun.

Bireyin seçimine saygı duymak önemlidir. ‘’ Hayır’’ diyorsa buna da saygı duymak gerekir. Hayır demek her zaman bir seçenek olmayabilir ama çocuklara hayır demeyi öğrenmeleri içinde fırsatlar tanınmalıdır.

Psikolog Elifnur BEKÇİ

Add your thoughts

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şimdi Konuşun
Merhaba, nasıl yardımcı olabiliriz?